Tükendi
Gelince Haber VerBizlere Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) vâsıtasıyla dînimiz ve dünyâmız için gereken bütün hükümleri ve edepleri bildiren Allâh-u Te‘âlâ’ya sonsuz hamd-ü senâlar olsun.
Bütün hikmetli ilimlerin menba‘ı olduğunu beyân sadedinde: “Ben ilmin şehriyim, Alî de onun kapısıdır.” (el-Hâkim, el-Müstedrek, rakam:4637, 3/137) buyuran Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz’e, Ehl-i Beyti’ne ve cümle sahâbesine sayısız salât-ü selâm olsun.
Elinizdeki bu risâle evliyâullâhın reislerinden kabûl edilen “Şeyh-i ekber (en büyük şeyh)” lakaplı Muhyiddîn ibni Arabî (H.638) (Kuddise Sirruhû) Hazretleri’ne âit “el-Fütûhâtü’l-Mekkiyye” isimli eserin son bâbı olan 560. bâbından alınıp terceme edilmiştir ki bu kitabın elimizde iki baskısı mevcuttur.
İlk baskısı H.1293 senesinde Matba‘a-i Âmire’de basılmıştır ki bu risâlede zikrettiğimiz uzun hadîs-i şerîf bu baskının 5. cildinin 657-662 sayfaları arasında zikredilmiştir.
Diğer baskı ise H.1420 / M.1999 yılında Beyrut’ta bulunan Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye’de 8 cilt olarak tabedilmiştir ki terceme ettiğimiz hadîs-i şerîf bu baskının 8. cildinin 321-326 sayfaları arasında geçmektedir.
Büyük muhaddis Aclûnî (Rahimehullâh)ın beyânı vechile; Hanefî fukahâsından olan İbnü’l-Ğars (H.894) (Rahimehullâh)ın, şeyhi olan Şeyh Hıcâzî’den naklettiği üzere; Muhyiddîn ibni Arabî (Kuddise Sirruhû) hadîs hâfızlarından mâdûddur. (el-‘Aclûnî, Keşfü’l-hafâ, rakam:2532, 2/312)
İbni Arabî (Kuddise Sirruhû) “el-Fütûhâtü’l-Mekkiyye” isimli eserinin 560. bâbının içerisinde “Vesâyâ Nebeviyye (Nebevî Vasiyetler)” diye bir başlık açmış ve bu başlık altında Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in Alî ibni Ebî Tâlib (Radıyallâhu Anh)a tavsiye buyurduğu 92 vasiyeti ihtivâ eden bir hadîs-i şerîfi beyân sadedinde: “Alî ibni Ebî Tâlib (Radıyallâhu Anh) Hazretleri’nin şöyle buyurduğu bize (isnâdıyla) rivâyet olundu:
“Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) bana bâzı vasiyetlerde bulunmak üzere: ‘Ey Alî! Sana bir takım tavsiyelerde bulunacağım, onları iyi belle ki sen benim bu vasiyetimi muhâfaza ettiğin müddetçe hayırda olmaya devâm edersin. Ey Alî! Benim bu vasiyet(ler)imi iyi muhâfaza et, şüphesiz ki sen hak üzeresin, hak (dâimâ) seninle berâberdir.’ buyurdu.” (İbnü’l-‘Arabî, el-Fütûhâtü’l-Mekkiyye, 8/321-326) diye nakilde bulundu ki bu da bu hadîs-i şerîfin bir bütün hâlinde senediyle kendisine muhaddis şeyhleri tarafından ulaştığını göstermektedir.
Allâh-u Te‘âlâ cümlemize bu vasiyetleri iyice kavrayıp cümlesiyle amel edebilmeyi ve böylece hayırda dâim olup şerlerden uzak kalabilmeyi müyesser eylesin. Âmîn!