Tefsiri Kebir 23 Cilt Takım
Tefsir-i Kebir, Mefâtihu'l-Gaybın en önemli hususiyeti, dirayet tefsiri, yani tefekkküre dayanan bir tefsir olmasıdır. Bununla beraber bu eser neredeyse rivayete dayanan tefsirleri aratmayacak kadar hadis ve haberlere de yer vermiştir. Bu bakımdan tefsir birçok hadis ihtiva etmektedir.
Tefsirinde tabiatçılar ve felsefecilerle dâima münazara etmiş ve onlara meydan okumuştur. O, Kur'ân'ın hikmetlerini ortaya çıkarmaya çalışmış veya insanları Kur'ân'ın kaynağına doğru sevketmiştir. Kur'ân'ın ilk sûresi olan el-Fâtiha'yı tefsir ederken, tefsirdeki metodunu ortaya koymağa çalışmış, diğer sûreleri de orada koyduğu esaslara göre incelemiştir. Sûrelerin başlangıçlarında, o sûreden elde edilen faydaları kaydeder, tefsirinde ilmi meseleler, hikmetler, terbiye, belagat nükteleri, Arapça dilbilgisi kaidelerinden istifade edilerek terkiblerden elde edilen neticeler, manaların teselsülü ve kelâmı meseleler yer alır.
er-Râzî, bir âyeti tefsir ederken, o ayeti tefsîre yardım eden diğer birçok âyetleri zikreder ve orada pek çok faydaları da kaydetmeyi ihmal etmez, aklî delillerle, nakli teyid etmeye çalışır. Bütün meseleleri ikna edici bir uslûpla ve sağlam felsefi münakaşalara dayandırarak incelemiştir.
er-Râzî, usûl ve furu'dakı aklî kaidelere dayanarak, tefsir ilmine de aklî unsuru bol miktarda sokmuştur. Ona göre sahih olan nakil, sahih olan akla muhalif olmaz. Zira her ikisi de aynı kaynaktan çıkmaktadır. Aralarında hakiki bir zıtlığın varlığı mümkün değildir. İşte bu hususu er-Râzî tefsirinde tatbiki olarak isbât etmiştir.
Tefsir ilminde uygulanan en mühim hususlardan biri, sahabe ve tabiilerin tefsirlerine muttali olmaktır. er-Râzî de bu usûlü esas kabul etmiş, sahabe ve tabiilerin rivayet ettikleri tefsire, bilhassa lugavî mânalar, nuzûl sebebi, kıraat ve çeşitli hüküm verişleri yönünden onlara ehemmiyet vermiştir.