Tükendi
Gelince Haber VerFethu Ebvâbid-Dîn, Molla Ali el-Kârî’nin meşhur Ebü’n-Necîb Sühreverdî’nin Âdâbü’l-Mürîdîn adlı eserine özlü bir şekilde kaleme almış olduğu şerhtir. Bu güzide eserin tam ismi, Fethu Ebvâbid-Dîn fî Şerhi Âdâbi’l-Mürîdîn’dir. Sühreverdî Rahimehüllâh, Âdâbü’l-Mürîdîn’de müridlerin tarikat -tasavvuf- yolunda gözetmesi gereken inceliklerinden bahsetmektedir.
ÂDÂBÜ’L-MÜRÎDÎN
Âdâbü’l-Mürîdîn, meşhur sûfî, fakih ve muhaddis; Ebü’n-Necîb Sühreverdî’nin sûfî ve mürid olan kimselerin tasavvuf yolunda riayet etmeleri gereken hususlardan bahseden eseridir. Müridlerin Âdâbı (Âdâbü’l-Mürîdîn) eseri, isminden de anlaşılacağı gibi tasavvuf ehlinin sohbetinde bulunan ve bir mürşide bağlanan gönül ehli kimselerin manevi yürüyüş sırasında, seyr-i sülük yolunda dikkat etmeleri gereken âdâb ve erkândan bahsetmektedir. Aynı şekilde mürid, ve dervişlere tarikat ve tasavvuf yolunun inceliklerini öğretip yol göstermektedir. Ebü’n-Necîb Sühreverdî Rahimehüllâh’ın Âdâbü’l-Mürîdîn eseri, özelde müridlik âdâbı hakkında derli toplu bilgi vermesi ve (yeğeni) Şehâbeddin es-Sühreverdî’nin ‘Avârifü’l-Ma‘ârif’e kaynak teşkil etmesi bakımından tasavvuf tarihinde önemli bir konuma sahiptir. Bu güzide eser özetle şu meselelerden bahsetmektedir:
• Gönül ehli-sûfîlerin itikadları.
•Fakr, tasavvuf, kerâmet vb. terimler.
•Mucize-kerâmet arasındaki fark.
•Mutasavvıf-tasavvuf ehli kimseler.
•Tasavvuf-şeriat münasebeti.
•Sûfîlerin yüce ahlâkı.
•Sûfîlerin halleri.
•Sûfîlerin makamları.
•Sûfîlerin ilim, bidâyet sohbet, sefer, giyim-kuşam, yeme-içme, uyuma, evlenme gibi meseleleri ve bunlarla alakalı edepler.
•Sûfîlerin hastalık ve ölüm anındaki halleri ve bela vaktindeki edepleri vb. meseleler.
Yan Bilgiler
Tasavvuf yoluna girmiş ve Şeyh’in meclisinde bulunan gönül ehli kimselere -tasavvuf- yolunun inceliklerini öğreten; başta mürşid olan mümtaz zatlara karşı, sonrasında gönül ehli ihvan kimselere ve genel olarak da bütün yaratılmışlara karşı edebi-âdâbı talim edip yol gösteren eserler; Âdâbü’l-Mürîdîn, Edebü’l-Mürîd, Âdâbü’l-Mutasavvıfe, el-Vesâya, Tarîkatnâme şeklinde isimlenmişlerdir.